Geçmiş

her zamanki

"her zamanki" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	her zamanki	stock s.
2	Genel	her zamanki	wonted s.
3	Genel	her zamanki	accustomed s.
4	Genel	her zamanki	late s.
5	Genel	her zamanki	ordinary s.
6	Genel	her zamanki	routine s.
7	Genel	her zamanki	habitual s.
8	Genel	her zamanki	usual s.
9	Genel	her zamanki	accustomable s.
10	Genel	her zamanki	uneventful s.
11	Genel	her zamanki	usu (usual) s.
Trade/Economic
12	Ticaret/Ekonomi	her zamanki	regular s.
Law
13	Hukuk	her zamanki	habitual s.
Technical
14	Teknik	her zamanki	usual s.

"her zamanki" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 78 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	her zamanki yol	route i.
2	Genel	her zamanki iş	routine work i.
3	Genel	her zamanki hikaye	usual story i.
4	Genel	kişinin her zamanki standartlara uymadığı zaman	off-hour i.
5	Genel	sahip olduğu kelimelerin her zamanki veya gerçek anlamlarının kullanılmayıp benzetme, metafor veya kişileştirme içeren ifade	figure of speech i.
6	Genel	yerinde olmamak (her zamanki)	be out of place f.
7	Genel	her zamanki performansı göstermek	do oneself justice f.
8	Genel	her zamanki seviyede olmak	be up to par f.
9	Genel	(bir davranış için) birinin her zamanki davranışlarına uymamak	be out of character f.
10	Genel	her zamanki yoldan gitmek yerine yeni bir yol yaratmak	detour f.
11	Genel	her zamanki yoldan gitmek yerine başka bir yoldan gitmek	detour f.
12	Genel	(her zamanki gibi) erdi/ardı	would f.
13	Genel	her zamanki miktardan az	less than usual amount s.
14	Genel	her zamanki gibi meşgul	busy as usual s.
15	Genel	her zamanki gibi	as ... as ever zf.
16	Genel	her zamanki gibi	as usual zf.
17	Genel	her zamanki gibi	as always zf.
18	Genel	her zamanki çabuklukla	with customary despatch zf.
19	Genel	her zamanki koşullarla	on the usual terms zf.
20	Genel	her zamanki gibi	as ever as zf.
21	Genel	her zamanki gibi	unsurprisingly zf.
22	Genel	her zamanki sırayla	in course zf.
23	Genel	her zamanki gibi	inevitably zf.
24	Genel	her zamanki durumunda olmayan	off ed.
25	Genel	her zamanki standartlarına uymayan	off ed.
26	Genel	her zamanki halin	yourself zm.
27	Genel	her zamanki gibi	in the rough expr.
28	Genel	insanın her zamanki gibi başarılı olmadığı gün	off day i.
Phrases
29	İfadeler	her zamanki gibi	as per usual/normal zf.
30	İfadeler	her zamanki gibi aynı	same as it ever was expr.
31	İfadeler	her zamanki gibi	in the ordinary way expr.
32	İfadeler	her zamanki gibi	as per usual expr.
Colloquial
33	Konuşma Dili	her zamanki şeyler	the usual i.
34	Konuşma Dili	her zamanki şey	war horse i.
35	Konuşma Dili	her zamanki şey	old war horse i.
36	Konuşma Dili	her zamanki gibi	up to the mark expr.
37	Konuşma Dili	her zamanki gibi	no more than I have to expr.
38	Konuşma Dili	her zamanki hikaye	(that's a) likely story expr.
39	Konuşma Dili	her zamanki gibi	as is his wont expr.
40	Konuşma Dili	her zamanki gibi	as is her wont expr.
41	Konuşma Dili	her zamanki gibi	as ever expr.
42	Konuşma Dili	her zamanki şeyler	it's business as usual expr.
43	Konuşma Dili	her zamanki şey	it's the old story expr.
Idioms
44	Deyim	bildiğin/her zamanki tipler	the usual suspects i.
45	Deyim	her zamanki hikaye (birinin söylediğinin yalan olduğu düşünülerek söylenir)	a likely story i.
46	Deyim	her zamanki gibi anında tepki verme	knee-jerk reaction i.
47	Deyim	her zamanki tayfa	the usual suspects i.
48	Deyim	her zamanki hikaye	likely story i.
49	Deyim	her zamanki şey/hikaye	old story i.
50	Deyim	her zamanki şey	the same old rigmarole i.
51	Deyim	her zamanki performansını göstermek	do oneself justice f.
52	Deyim	her zamanki gibi olmak	run to form f.
53	Deyim	her zamanki gibi olmak (olumsuz anlamda)	be par for the course f.
54	Deyim	her zamanki gibi olmak (olumsuz anlamda)	be (about) par for the course f.
55	Deyim	her zamanki/eskisi kadar iyi olmamak	be slipping f.
56	Deyim	her zamanki performansını göstermek	do yourself justice f.
57	Deyim	her zamanki gibi	once more zf.
58	Deyim	her zamanki şeyler	business as usual expr.
59	Deyim	her zamanki gibi	true to form expr.
60	Deyim	her zamanki gibi	true to type expr.
61	Deyim	her zamanki şey	it's the same old rigmarole expr.
62	Deyim	her zamanki işler	business as usual expr.
Speaking
63	Konuşma	her zamanki gibi çok şirinsin	you are pretty as usual expr.
64	Konuşma	her zamanki gibi yalnızdı	she was alone as usual expr.
65	Konuşma	her zamanki halim	my usual self expr.
66	Konuşma	her zamanki gibi çok naziksiniz	you are so kind as usual expr.
67	Konuşma	her zamanki gibi çok naziksin	you are so kind as usual expr.
68	Konuşma	(bu benim) her zamanki halim	my usual self expr.
Trade/Economic
69	Ticaret/Ekonomi	her zamanki toplantı	stated meeting i.
70	Ticaret/Ekonomi	her zamanki tedarikçi	usual supplier i.
71	Ticaret/Ekonomi	her zamanki şartlarla	on the usual terms i.
72	Ticaret/Ekonomi	her zamanki koşullarda	on the usual terms expr.
Law
73	Hukuk	atama yetkilerini her zamanki sahiplerinden başkana veya kuruma aktaran beyanname veya yasama işlemi	ripper i.
74	Hukuk	atama yetkilerini her zamanki sahiplerinden başkana veya kuruma aktaran beyanname veya yasama işlemi	ripper act i.
Marine
75	Denizcilik	her zamanki hızlılık	customary dispatch i.
76	Denizcilik	her zamanki hızlılık	usual and accustomed speed i.
Latin
77	Latince	her zamanki yerinde	in loco zf.
Slang
78	Argo	her zamanki berbat durum	snafu (situation normal all fucked up) expr.